Cumartesi, 20 Nisan 2024
.
.
chevron_left chevron_right
Röportaj İstanbul

''Private Label Pazarı Ülkemizde Hızla Gelişen Bir Sektör Görünümüne Sahip''

2002 yılında kurulan Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT), Türkiye’de private label sektörünün gelişimini izlemekte ve bu gelişime katkı sağlayacak çalışmalar yürütmektedir.

''Private Label Pazarı Ülkemizde Hızla Gelişen Bir Sektör Görünümüne Sahip''

Kurulduğu günden bu yana çok önemli çalışmalara imza atan ve sektöre adeta yön veren PLAT’ın Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer ile sektörü ve gelişmeleri konuştuk.

Kısaca derneğinizi tanıtır mısınız?

2002 yılında kurulan PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, Türkiye’de private label sektörünün gelişimini izlemekte ve bu gelişime katkı sağlayacak çalışmalar yürütmektedir.

Gıda, temizlik, kozmetik, kişisel bakım, ambalaj, lojistik gibi private label sektörüne ürün ve veya hizmet sağlayan tüm paydaşların bir arada olduğu 165 firmadan oluşan bir üye profili bulunan PLAT, İSO İlk 500 ve İSO İkinci 500 listesine giren üyelerinin yanı sıra kendi kategorisinde ihracat şampiyonu olan üyelerinin çokluğu ile yoluna güçlü adımlarla devam etmektedir.

PL’nin dünya ve ülkemizdeki tarihsel gelişimini anlatır mısınız?

Bir perakende zincirinin yalnızca kendi mağazasında satılmak üzere, kendi belirlediği marka ile üretim yaptırması şeklinde tanımlanabilecek özel markalı ürünler ya da private label pazarı ülkemizde hızla gelişen bir sektör görünümüne sahip.

Özel markalı ürünler, tüketiciye A marka ürün kalitesine yakın kalitede bir ürünü yüzde 50’ye yakın bir oranda daha ucuza satın alma imkanı sağlıyor.

Alışveriş sırasında önceliği marka olmayan tüketiciler, özel markalı bir ürünü satın aldıktan sonra bu ürünlerden kolay kolay vazgeçemiyor. Ülkemizde private label üretim yapan pek çok büyük üretici bulunuyor.

Tüketicinin standartlara uygun olarak üretilen kaliteli ve güvenilir ürünlere daha uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlayan özel markalı ürünler sektörü her yıl çift haneli büyüme rakamları ile gelişimini sürdürüyor.

Ülkemizdeki PL sektörü hakkında bilgi misiniz?

İngiltere, İspanya, İsviçre gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde private label ürünlerin pazar payları %50’ye yaklaşmış durumda. Diğer Avrupa ülkelerini göz önüne aldığımızda Avrupa ortalamasında %40’a yakın bir pazar payı olduğunu gözlemliyoruz.

Türkiye’de ise bu oranın %21 civarında olduğunu gözlemliyoruz. Süt ve süt ürünleri, kağıt ürünleri, bitkisel yağlar private label ürünlerin en yüksek pazar payına sahip olduğu ürünler olarak öne çıkıyor.

Bunların yanı sıra deterjanlar, atıştırmalıklar ve bakliyat ürünlerinde ciddi artışlar gözlemliyoruz. Bu kategoriler dünyada da private label ürünlerin en yüksek pazar payına sahip olduğu ürünler.

Private label ürünlerin kalitelerini ispatlamaları, private label satışı yapan discount zincirlerin şube sayılarını arttırmaları ve tüketicinin satın alma gücündeki değişiklikler, ülkemizde private label sektörünün daha da büyüyeceğini ve pazardan aldığı payı arttıracağını bize gösteriyor.

“Private label ürünler benzer kalitedeki A marka ürünlere göre ciddi fiyat avantajı ile satıldığı için kısıtlanması halinde en büyük etkisi tüketicinin alım gücünün düşmesi olacaktır. Bunun paralelinde raftaki ürün fiyatlarında artışlar olacak ve enflasyon yukarıya doğru ivme kazanacaktır.”

PL’nin üretici, perakendeci ve tüketici için avantajları, faydaları nelerdir?

Tüketici için en büyük faydası, private label ürünün fiyatının benzer kalitedeki A marka ürüne kıyasla fiyatının çok daha uygun olması.

Bu tüketicinin alım gücünü arttıran bir etken. Tüketiciler private label ürünler sayesinde, güvenilir üreticiler tarafından üretilen ve sıkı kontrollerden geçen ürünleri, A markalı ürünlerden ortalama %40 civarında daha ucuza alabiliyorlar.

Yerli üreticiler ise bu model sayesinde uluslararası firmaların hakim olduğu pazardan daha fazla pay alabiliyor ve sıkı denetimlerden geçerek, ürün ve üretim standartlarını yükselterek, ihracat tarafında da büyük firmalarla çalışabilecek tecrübe ve donanıma da sahip olabiliyorlar.

Bugün derneğimizin pek çok üyesi kendi kategorisinde ihracat şampiyonları arasında. Bundaki en önemli faktörlerden biri, private label ürün üretimi yaparken, standartlarını geliştirmiş olmalarıdır.

Son yıllarda girdi maliyetlerine bağlı yüksek fiyat artışlarının PL’ye yansıması hakkında da bilgi verir misiniz?

Her ticari işletmede olduğu gibi private label üreticileri ve private label ürün satışı yapan perakende noktalarının en temel hedefi, yaptığı faaliyetlerden kâr elde ed-erek ticari hayatlarını devam ettirmek.

Bu noktada maliyetlerdeki artış doğal olarak ürünün raf fiyatlarına da yansımaktadır. Ancak private label ürünler fiyat rekabeti ile hayatlarına devam ettiği için hem üretici, hem de satış yapan perakende ta-rafında, bu kâr marjları minimum seviyede tutulmakta ve tüketiciye mümkün olan en düşük raf fiyatı yansıtılmaktadır.

Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılacak güncellemede satış noktalarının/marketlerin PL satışlarına kısıtlama getirilmesi hakkında ki görüşleriniz nelerdir?

Öncelikle bunun en temelinde serbest piyasa ekonomisine uygun olmadığını düşünüyoruz ve doğru olmayacağı kanaat-indeyiz. Private label ürünler benzer kalitedeki A marka ürünlere göre ciddi fiyat avantajı ile satıldığı için kısıtlanması halinde en büyük etkisi tüketicinin alım gücünün düşmesi olacaktır.

Bunun paralelinde raftaki ürün fiyatlarında artışlar olacak ve enflasyon yukarıya doğru ivme kazanacaktır. Private label ürünlerin üretimleri büyük çoğunlukla yerli üreticiler tarafından gerçekleştirildiği için bu kısıtlama ile yerli üreticinin raftan aldığı pay düşecektir.

Beraberinde, çoğunluğu uluslararası firmalardan oluşan A markalı ürünlerin üreticilerinin eski hakim günlerine geri döneceği kanaatindeyiz. Genel bir özetle; tüketici her zaman kendisi için en doğru olan kararı vermektedir ve tercih tüketiciye bırakılmalıdır.

İmer Özer kimdir?

İlkokul, ortaokul ve liseyi Kocaeli’de bitiren M. İmer Özer, Bakü Devlet Üniversitesi – Rusça Kimya bölümünden mezun olmuş ve Bilgi Üniversitesi – Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans’ını tamamlamıştır.

2003 yılında ürün sorumlusu olarak Koruma Temizlik AŞ’de işe başlayan Özer, 2006-2009 yılları arasında satış ve pazarlama müdürlüğü yaptı. 2009 yılından bu yana Koruma Temizlik AŞ’de 3 fabrikadan sorumlu Genel Müdür olarak görev yapmaktadır.

GEBKİM Vakfı YK Üyeliği ve İK- MİB Başkan Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra 2014 yılında bu yana PLAT Yönetim Kurulu Başkanlığı’na devam eden Özer, evli, Yiğit ve Serra adında iki çocuk babasıdır.

 

Bölge: Etiketler:
Emoji ile tepki ver!
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • DAHA FAZLA SONUÇ YÜKLE