Yükselen Değer : Gastronomi
Yeme-içme bilimi anlamına gelen Gastronomi, son zamanlarda giderek yükselen bir değer haline geldi.

Türkiye'nin her bölgesinin kendine has bir tadı vardır ve bu topraklarda yaşayan onlarca kültürün harmanlanmasıyla ortaya enfes lezzetler çıkmıştır.
Eskiden beri sosyolojik bir olgu olan yeme – içme günümüzde artan iş seyahatleri, yemek yapmaya ayrılan zamanın kısalması, sosyalleşme ve boş zamanı değerlendirme ihtiyacıyla dışarıda yemek yeme olgusunu sosyo – kültürel bir aktiviteye dönüşmesine zemin hazırlamıştır.
Meydana gelen bu değişimler ile sağlıklı, lezzetli ve kültürel değerleri içeren gastronomi kavramı önem kazanarak, yemek yeme kültürü bir estetik ve sanat ürünü haline gelmiştir.
Günümüzde insanların dışarda yemek yemeye verdiği önem sonucu gastronomi daha da önem kazanmış, önceleri yalnız yemek yeme ve açlığı giderme üzerinde durulurken, gastronominin gelişmekte olan yapısı 'yemekten zevk alma, hoşça vakit geçirme, sağlık...' gibi yemeğin farklı boyut kazanmasına yol açmıştır.
AVM’lerin sinerjisinde de gastronominin çok ciddi katkısı vardır.
Genel Müdürlüğünü yaptığım bir karma projenin AVM'sinde ünlü bir aşçıya dükkan kiralamıştık.
AVM'lerde ilk kez böyle bir kiralama olmuştu ve civarda çalışan beyaz yakalılar başta olmak üzere birçok yemek meraklısı 'aşçılık ve yemek pişirmeyi' öğrenmiş; Kısa ve uzun süreli mutfak eğitimleri verilmişti.
Aynı zamanda Aşçılığı mesleğe dönüştürmek, kendi işletmesini profesyonel bir şef bilinci ile yönetmek isteyenler ve içindeki hüneri ve beceriyi ortaya çıkarmak isteyenler içinde verimli, keyifli bir mutfak akademisi olmuştu.
AVM’ler de zamanla ihtiyaca göre Gastronomi dükkanlarının, kioskların sayısı ve ürün çeşitliliği artmaya başladı.
Hatta ağırlıklı olarak yeme içme ve eğlence mekanlarının olduğu ‘Gastronomi AVM’leri de açıldı. Gastronomi AVM'leri çok özel etkinliklerin yapılabileceği keyifli konseptlerdir.
Ülkemizde sabahtan akşama kadar durmadan yemek programı yayınlayan televizyon kanalları var artık.
Diğer normal kanallarda ise durum farklı değil. Sabah yemek programıyla başlıyor, öğleden sonra ise, diyetisyenlere danışılıyor.
Kimi uzmanlar mutfakta standartlaşmanın Türk Mutfağını fakirleştirdiğini, her yerde birbirine benzer yiyecek-içeceğin satıldığını savunmaktadır.
Artık yemeklerimize sahip çıkma zamanıdır. Köy köy, ev ev gezerek tarihe karışan yemeklerin reçetelerini bulmalıyız.
Osmanlı arşivlerinde daha tercüme edilmemiş, keşfetmediğimiz binlerce yemek ve tarif bizleri bekliyor.
Gastronomi turizmine değinecek olursak; Turistlere bir bölgenin kültürünü ve geçmişini yaşama olanağı sağlamakta ve yeni bir yiyecek ve içecek deneyimi yaşamak için seyahat motivasyonu yaratan ve seyahat davranışlarının şekillenmesinde etkili olan bir turizm şekli olarak tanımlanmaktadır.
Gastronomi turizminin kökeninde üç unsur yer almaktadır. Bunlar 'tarım, kültür ve turizmdir.' Bu üç unsur; Gastronomi Turizminin bölgesel bir çekicilik ve deneyim olarak pazarlanmasına ve konumlandırılmasına imkân sağlamaktadır.
-Tarım, ürünü sunmaktadır,
-Kültür, tarihi ve otantikliği,
-Turizm ise, alt yapıyı ve hizmetleri sağlamaktadır. Tüm bu unsurlar, Gastronomi Turizmi altında toplanmaktadır.
Gastronomi turisti, 'popüler veya yeni bir mekânda yeme içme için saatlerce yol gitmeyi göze alan, daha önce gitmediği bir bölgedeki pazar ya da manav reyonunda kendini kaybedecek kadar büyülenen ve tatilini sadece oradaki sebze ve meyvelerden almak üzerine planlayan kişiler' olarak ifade edilmektedir.
Toplumların sosyo-ekonomik gelişimlerine paralel olarak seyahat tercihlerinde alternatif turizm çeşitlerine ve yöresel ürünlere doğru bir eğilim olduğu gözlemlenmektedir.
Yöresel ürünlerin zenginleştirilmesi, doğru bir şekilde sunulması, pazarlanması ve korunması, tarihi, doğal ve kültürel değerleriyle öne çıkan ülkemiz turizminin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.
UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak değerlendirilen yemek kültürü de sürdürülebilir turizm kapsamında destinasyon pazarlamasında bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Günümüzde toplumlar sürdürülebilir turizm ve coğrafi işaretleme yolunu kullanarak kendilerine ait olan bu tip değerlere sahip çıkma yoluna gitmektedir.
Bu bağlamda zengin bir kaynağa sahip ülkemizin her bölgesi kendine özgü değerlere sahiptir.
Doğduğumuzdan itibaren anne sütü veya mama ile başlayan gastronomi, ta ki öldüğümüzde bile bitmeyen, helvanın nasıl olması gerektiğini sorgulayan bir bilimdir aslında...
Yazar: Engin Yıldırım
-
0 -
0 -
0 -
0 -
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder




