Perakendede Bu Hafta
Hasan.R. Ardıç perakende sektöründe bu hafta yaşananları önemli ölçüde değerlendirdi. ''Bu hafta perakende sektöründeki olumlu yöndeki değişim esasen dikkat çekici…''

Tamam, eskisi kadar süper cirolarda, kâr marjı yüksek satışlar değil, ama olsun; alışveriş var…
Farklı gün ve saatlerde, tabii ki farklı AVM’lerde ve cadde mağazalarında yaptığım gözlemlerde, sevinerek ve umutlanarak gördüğüm; alışverişin var olduğudur.
Fevkalâde bir iyimserliğe, abartmaya gerek yok, ama; çok karamsar olmanın da aynı şekilde anlamı yok…
İyi çalışan AVM’lere bakıyorum;
- Uygun lokasyonda kurulmuşlar, erişim ve otopark sorunları asgari düzeyde…
- Mağaza karmaları her profile uygun hazırlanmış, çok çeşitli…
- İyi yönetiliyorlar, bu belli...
- AVM’lerin içi kadar, otoparkları ve diğer ortak alanları, her taraf ışıl ışıl…
- Ekonomi şöyle, ekonomi böyle gibi söylemlere aldırış etmeksizin umutlular, panik yok ve çalışıyorlar…
İyi çalışan cadde mağazalarına bakıyorum;
- Önemli ve alışveriş için uygun caddelerde konumlanmışlar…
- Otoparkları var, olmayanlar da vale sistemi ile otopark sorununu çözmüşler…
- Satış elemanları iyi eğitimli, fiyat yapıları daha uygun…
- Çalışan cadde mağazaları, söylentilerin etkilerine kapılmamak için panik yapmadan, faaliyetlerine devam etmeye çalışıyorlar…
Amaç;
Bir dönemin “Kahraman bakkal süpermarkete karşı!” ajitasyonunu burada bu defa AVM’lerle cadde mağazaları için tekrarlamak değil…
Amaç;
Kendi kendimizi kandırmak, sayılarla oynayarak moral bulmaya çalışmak hiç mi hiç değil…
Peki nedir, ne olmalıdır amaç?
Bence şöyle olsa ne dersiniz…
Koşullar ne olursa olsun, yaptığımız işe, ürettiğimize, satışa sunduğumuz ürüne ve işimizi doğru, dürüst yaptığımıza inanmak, anlayışlı ve toleranslı olmak, hiç bir şeyi abartmadan işimize bakmak olmalı…
Ekonominin de bazı sıkıntıları var, ekonomi içinde yer alan ünitelerin de… Bu olacak, gerekenlerin de düzeltilmesi, matematiğin ve doğruluk ilkelerinin geçerliliğinin artırılmasıyla çözümlenecek işler bunlar…
Örneğin; mağazacılıkta, daha geniş spektrumda perakende ticarette, e ticaret hangi ölçüde mağazacılığı; ister AVM içinde olsun, ister cadde üzerinde, ne derece etkilemiştir ve ne derecede etkileyecektir...
Önemli...
Esasen herkes bunu önemsemeli…
Tabii ki bu durum öyle feci bir şey değil. Çünkü açılan yeni bir alan var; E Ticaret...
Yani, dengelerde oynama olacak…
Dengeler yeniden değişime uğrarken;
- AVM’ler ve AVM’lerdeki mağazalar kendilerine bir kere daha çeki-düzen verecekler. Bu zorunlu…
- Cadde mağazaları da benzer şekilde kendilerini toparlamak durumundalar. Bu da kaçınılmaz…
- E-ticaret uygulamalarında, daha fazla kullanıcı dostu programlar oluşacak…
- Teslimatta sürat, güven sağlanacak. Fiyatlandırma üzerinde daha titiz çalışılacak. Yeni teslim merkez ve noktaları oluşturulmak zorunda kalınacak…
- Kontrol mekanizmaları geliştirilerek tüketici (Müşteri) güveni oluşturulacak, iade yöntemleri daha da geliştirilecek…
Bütün bunlar, doğallıkla piyasalarda yeni bir hareketlilik oluşmasına, ivmenin bir ölçüde artmasına yol açacak, var olan sektörler gelişime açılacak, yeni sektörler eklenecek…
Bu da bir ölçüde istihdam hacminin artması demek olacak…
Geleneksel huyumuzdur; abartmayalım…
Bunları yaptığımızda çağ atlamayacağız ama işlerimizi daha çağdaş yapabileceğiz.
Bize biraz umut, biraz istikrar, biraz motivasyon lâzım…
Bu aşamada E-ticaret ile tradisyonel ticaretimiz nasıl bir ilişki içinde…
Henüz başlardayız…
Bu bakımdan şimdilik kaydıyla sorun yok sayılır…
Olacak mı?
Tabii ki sorunlar olacak…
Tradisyonel perakendecilikte ekonomimizdeki üniteler deneyimli, gelişmelere açık, bu yolda geçirdikleri zamanı hem deneyimsel olarak hem de kârlılık açılarından iyi değerlendirmişler…
Bu böyle devam edecek mi?
Bunu tam olarak bilemiyoruz...
Mağazacılık, dediğim gibi AVM içinde olsun, cadde üzerinde olsun e-ticarete karşı önlemlerini almalı. Kendini geliştirme yönünde önlemden bahsediyorum. Bu bir gard almak değil. Çağdaş bir rekabet…
E-ticaret de, önce güven kazanarak, işin yapısından kaynaklı tasarrufların fiyatlara yansıtılmasıyla oluşturulan ürüne erişilebilirliği artırmalıdır. Bu sadece mal satmak değil, örneğin kitap satışlarının artırılmasıyla kültüre de, eğitime de katkı şeklinde olacağı gibi diğer birçok konuda da çeşitlendirilebilinir.
Burada çok geniş, çok yönlü bir etkileşim olacaktır.
Ne gibi?
Meselâ, gayrimenkul (Mağaza) kiralarının saptanması, artışların daha az oranlarda yapılması, kısa dönemde kira artışı yapılmaması, ciro kirasına dönüş vb gibi, ya da indirimlerin olması gibi...
Meselâ, otopark gereksiniminin büyük kentlerde sürekli artan araç sayısının varlığına karşılık, elektronik alışverişte daha az sayıdaki kargo araçlarının trafikte olması, aynı oranda artmaması gibi…
Mesela, satın alınan ürünlerin kullanıcı adresine tesliminin garanti olması, yolda çalınmaması, kırılmaması vb gibi…
Meselâ, satış elemanları ile bire bir iletişimle alışveriş yapmak istemeyenlerin alışverişlerinde artış olması gibi…
Bence en önemlisi, fiyatlandırmada son kullanıcının lehine yapılanma ile alışveriş hacminin artırılması, insanların istedikleri ürünlere ulaşabilmelerinin sağlanması.
Kısaca,
E -ticarette;
Bir şekilde var olan depo ve ofis vs kiraları cadde mağaza kirası ya da AVM mağaza kirası boyutunda değil; çok önemli farklar var.
Çalıştırılan eleman sayısı, mağaza eleman sayısı kadar değil. Ayrıca mağaza satış elemanları, müdürleri vb, yıllara dayalı birebir ilişkilerle pekişen bir deneyim ve müşteri portföyüne sahip olmaları dolayısıyla daha yüksek ücretli ve prim esaslı çalışıyorlar.
Mağaza içi tüketim harcamaları; ikram, hediye, enerji, su, yerine göre doğal gaz vb bedeller e-ticarette yok. Karşılığında yapılan harcamaların daha az olduğu malûm. Tabii bu durum hem tradisyonel ticarette, hem de e-ticarette boyut çapına göre değişir, o ayrı.
Tanzim-teşhir, dekorasyon ve benzeri olmazsa olmaz türden giderler de e-ticarette yok diyelim, ama tabii ki elektronik ekran üstü düzenleme var. Bunun çok hızlı değişiminin tüketicide yarattığı özenme ve satın alma isteği e-ticarette mağazacılığa oranla çok daha etkili.
Bir tek lokal endişem var. Şudur; bizim millet satın alacağı ürüne dokunmak, ona temas etmek ister. Şöyle örnekleyelim; bu ülkede otobanda karpuz satılıyor, bunu görüyoruz. Müşteri aracını sağa çekip karpuzu şöyle bir yoklamadan almıyor.
E şimdi bu, e-ticarette nasıl olacak?
Standart ürünlerde, markalı standart ürünlerde özellikle kaliteye ilişkin sorun yok, ama beden, ölçü, vb tereddütler, renk vb kişisel özel tercihler bazen e-ticarette sorun olabiliyor.
Halkımızın buna da bulduğu çözümler var, geliştirilmiş… Örneğin tenise başlayan bir müşterimiz, raket ölçüsünü bilemiyor. E bilirsiniz, genel olarak bizde ders almaya falan gerek yoktur (!) Dolayısıyla hoca da yok ki; sorasınız. Kolayı var tabii… En yakın spor mağazasına gidip, bütün raketleri deneyip, oradaki satış elemanından da yardım alarak ölçüyü belirlemek… Sonra sipariş e-ticaretten…
Bütün bunlar ve benzerleri elbette olacak…
Bu arada dikkat; büyük mağazalar, marka mağazalar, birer i-ticaret sitesi oluşturuyorlar ve klasik mağazacılıkla elektronik ortam mağazacılığını birlikte yürütüyorlar…
Bence bu, piyasalarda konuşulduğu gibi “Kendi ayağına sıkmak değil”, rakibi içine alarak sinerjinin getirdiği avantajları doğru kullanabilmek olarak değerlendirilmeli, böyle yorumlanmalı.
Şöyle özetleyelim;
- Az da olsa umut verici bir perakende cirosu artışı var. Bu fiyat artışlarıyla değil, satışlardaki artışla yapılıyor. Perakende kuruluşlarınca yayımlanan ciro endekslerinde, perakendede güven endekslerinde bu görülüyor…
- Hiçbir zaman AVM’ler Cadde Mağazalarına karşı (Ya da tam tersi) gibi bir cümle kurmak doğru değil, bunu yapmadık, yapmayalım da. Ama her ikisi de bir diğerinin varlığı ve rekabeti altında kendilerini düzenliyorlar, bu iyi çünkü kazanan müşteri oluyor…
- E-ticaret, giderek yerleşen, gelişen yeni sayılabilecek bir olgu. Bunu da lütfen tradisyonel perakendecilikle elektronik satışın savaşı gibi algılamayalım… Her ikisi de gerekli ve bir diğerini serbest rekabet koşulları altında müşteri lehine sonuçlara götürecek…
- Son olarak; alışverişteki bu kısmi ve yeni yeni oluşan artışları abartmayalım, bunu hemen kâr marjlarının artışı ile eşleştirmeyelim.
- Biraz bırakalım piyasalar hareketlensin.
-
0
-
0
-
0
-
0
-
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder