Cuma, 19 Nisan 2024
.
.
chevron_left chevron_right
Perakende Ankara

Perakende Sektöründe İK

2019 yılı için şirketlerin bütçeledikleri ortalama ücret artışı yüzde 16,6. Bu rakam geçtiğimiz iki yıl ile kıyaslandığında dikkate değer bir şekilde yüksek. Bunda 2019 yılı için öngürülen enflasyon oranının etkili olduğu söyleniyor.

Perakende Sektöründe İK

Cumhurbaşkanı, Hazine ve Maliye Bakanı’nın market fiyatlarının pazara göre yüksekliğiyle ilgili şikayetleri ile ilgili sektör temsilcileri tarafından sebep olarak tekrar gündeme gelen “Genel giderler” içinde ki en yüksek maliyet kalemi “Personel giderleri”. Hizmet sektörü içinde ki perakendenin vazgeçilmezi olan “İnsan Kaynakları”nı artan “Personel giderleri” şikayeti ve sektördeki yüksek İş Gücü Devir Oranı (Turnover) dışında ki bakış açılarıyla da bir araya getirmek istedik. STK ve temsilcilerin görüşlerini yansıtan dosyamıza PERYÖN’ün 2019 Ücret Araştırması’yla başladık.

PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, KPMG Türkiye tarafından yorumlanan 2019 Ücret Araştırması’na göre bu yıl kurumların yüzde 95’i bir kez ücret artışı yapacak ya da yaptı. Öztınaz’ın araştırmaya dayanarak verdiği bilgiye göre 2019 yılı için şirketlerin bütçeledikleri ortalama ücret artışı yüzde 16,6. Bu rakam son iki yılla kıyaslandığında dikkate değer bir yükselişi ortaya koyuyor.
Öztınaz, araştırma sonuçlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“2019 yılı için öngörülen yüzde 16,6’lık önceki iki yılla kıyaslandığında dikkate değer artışı 2019 için beklenen enflasyon aranından kaynaklanıyor. Unvan bazında baktığımızda ise 2019 yılında; genel müdür/direktör pozisyonlarında yüzde 14,8, müdür/şef pozisyonlarında yüzde 14,9, uzman, memur ve asistan pozisyonlarında yüzde 15,3 ve mavi yaka çalışanlarında ise 16,3 zam beklentisi bulunuyor.

Çalışanlara sunulan yan haklarda ise ilk sırayı, geçen sene olduğu gibi bu yıl da yüzde 69 ile sağlık sigortası alıyor. İkinci sırada kendine yer bulan şirket aracı ise geçen sene yüzde 51,58 gibi bir orana sahipken bu yıl yüzde 61,8’e yükselmiş durumda. Ancak araştırma şirketlerin; 2019 yılında döviz kurlarındaki dalgalanmaların devam etmesi durumunda, çalışanlarına yan hak olarak leasing maliyetleri yüksek araç tahsis etmek yerine, düşük maliyetli yan haklara yöneleceğini öngörüyor.

2018 yılında yüzde 45,6, 2017 yılında ise yüzde 42,9 olarak gerçekleşen kısa dönemli teşvik/performans primi de geçen yıllara oranla artış göstermeye devam ederek payını yüzde 53,6’ya çıkartıyor.Rapor, yan hakların şirket maliyetlerine etkisini dikkate alarak artış bütçelemeyen şirketlerin oranının bu yıl da arttığını ortaya koyuyor.

Geçen sene değişiklik olmayacağını ifade eden şirketlerin oranı yüzde 61 iken 2019 yılı için bu oran yüzde 67’ye yükselmiş durumda. Yan hak uygulaması olmadığını söyleyen kurumların oranı ise bu sene yüzde 7’den yüzde 10’a yükselmiş.

“Yüksek turnover oranı istihdama yansıması ciro/kar dengesini uzun vadede negatif etkiler”
PERYÖN’ün 2018 yılı Çalışan Devir Oranı Araştırması’nın halen devam ettiğini söyleyen Öztınaz’a göre “Turnover”ın oranının ciro/kar ilişkisi şöyle: “Şirketler iç ve dış pazarlardaki talep dalgalanmalarına ani ve sert tepkiler vermekten kaçınırlarken, maliyetleri dizginleyebilmek adına çeşitli aksiyonlar alıyorlar.

Ekonomideki durgunluk beklentileri, döviz kurlarındaki özellikle yükseliş eğilimli sert dalgalanmalar, jeopolitik riskler ve genel olarak belirsizlik havası gibi çeşitli etkenler bu aksiyonlara sebep olan realiteler.

Bu noktada kurumların ciro ve kar dengesine veriler olmadan yaklaşmak doğru olmasa da, işgücünün azalmasının ekonomiyi olumsuz etkilediği aşikar. Günün sonunda işten çıkarılan her çalışan aslında o kurumun müşterisi. Bu nedenle turn over oranındaki artış ve bu durumun istihdam rakamlarına olumsuz yansımasının ciro/kar dengesini uzun vadede negatif etkileyeceğini söyleyebiliriz.”

“Teşvikler konusunda önemli bir farkındalık oluştu”
Tekzen İK Müdürü Kubilay Özdemir, “Son yıllarda teşvikler konusunda önemli bir farkındalık oluştu. Danışmanlık firmalarının kurumlarla temasa geçerek konunun faydalarını anlatmaları ve riskleri üstlenmelerinin yanı sıra kamu kurumlarının da bu konuda iyi bir iletişim kurması farkındalığın oluşmasında önemli katkılar sağladı.

Biz de Tekzen olarak 3 yılda İŞKUR İşbaşı Eğitim Projesi ve diğer teşviklerle birlikte personel maliyetinin toplam giderler içerisindeki payının düşürülmesi konusunda önemli gelişmeler sağladık” dedikten sonra şu bilgileri verdi:

“Tekzen’de 523’ü beyaz yaka, 2.477‘sı mavi yaka olmak üzere toplam 3.000 çalışanımız mevcuttur. Beyaz yaka yıllık turnover oranımız %8, mavi yaka turnover oranımız ise %35 seviyesindedir.Perakende sektörünün mavi yaka personel turnover oranı ile çalışma koşulları arasında doğrudan bir ilişki var.

Bilimsel metotlarla yapılan araştırmalar gösteriyor ki; sektörün genelinde işten ayrılan personelin ayrılma alt nedenleri; çalışma saatlerinin yoğunluğu, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışma yapılması, yemek-ulaşım ve çalışma ortamı zorlukları, ücret seviyesinin düşük olması olarak sıralanıyor. Bu sebepleri genel olarak çalışma koşulları başlığı altında toplayabiliriz.”

Yüksek turnover oranı ciro kaybına sebep olmaktadır
İşten ayrılan personelin maliyetinden bahsederken ilk akla gelen konunu şirkete verdiği doğrudan maliyetler olduğunu kaydeden Özdemir, “Aday için ilan çıkılması, görüşmeler, işe başlangıç öncesi ve sonrası eğitimler, yatırımlar önemlidir elbette ancak bu maliyetlerden daha çok dolaylı etki ve maliyetlerden bahsetmek daha doğru olacaktır. En büyük etki çalışanın kurumdan ayrılırken geride bıraktığı etki ve müşteri izidir” dedi.

yenibiris tablo

Perakende sektörü ilanları ve başvuruları
Yenibiris.com’da yayınlanan ilanlar ve başvuru oranlarına göre geçtiğimiz yıl perakende sektöründe “Market” kategorisinin ilanları %25 artışla en çok yayınlanan ilan kategorisi olmuş.
Bu veriler, Yenibiris.com’da yayınlanan ilanlar ve başvuru oranları içerisinde, iş alanı (işin kategorisi) ve pozisyon adı olarak 2 farklı şekilde değerlendirilmiştir.

Perakende sektöründe aranılan iş alanları baz alındığında;
2016 yılında, Satış %34 ile en çok yayınlanan ilan kategorisinde görünmektedir. Satışı, %15 ile Market kategorisi takip ederken, tüm ilan kategorileri içerisinde Pazarlama %13, Mağazacılık %12 ve Lojistik %7’ydi.

2017 yılında, Mağazacılık kategorisi %31 oranı ile Satış (%23) kategorisinin önüne geçmiştir. Market %16, Lojistik %5 ve Müşteri Hizmetleri %4’tü.

2018’de yılında ise, perakende sektöründe Market kategorisinin ilanları artış göstermiş ve %25 ile en çok yayınlanan iş ilanı kategorisi olmuştur. Market kategorisini Mağazacılık %19, Satış %16, Lojistik %8 ve Kafe/Bar/Restoran %8 izlemiş.

Perakende sektöründe aranılan pozisyonlar baz alındığında;
2016, 2017 ve 2018 yıllarında en çok Satış Danışmanı, Mağaza Yönetici Adayı, Mağaza Müdürü, Kasiyer ve Depo Sorumlusu ilanları yayınlanmış. 2017 itibariyle Muhasebe Sorumlusu ve Market Personeli ilanları da yükseliş göstermiş.

Perakende sektöründe iş alanına göre yapılan başvurular dikkate alındığında;
2016, 2017 ve 2018 yıllarında Mağazacılık, Proje/Yönetim, Satış, Market ve Depo/Lojistik kategorileri benzer oranlarda öne çıkmakta. 2018 yılında İnsan Kaynakları iş alanı başvuru alan pozisyonlarda yükselişe geçmiş.

Perakende sektöründe pozisyona göre yapılan başvurular dikkate alındığında;
2016, 2017 ve 2018 yıllarında, Satış Danışmanı en çok başvuru alan pozisyon. Satış Danışmanı’nı mağazalarda yöneticilik pozisyonları, Market, Kasiyer, Depo Elemanı ve Muhasebe Personeli izlemiş.

Esnek çalışma modeli sektöre uyarlanmalı
Ülkemizde özellikle gençlerdeki işsizlik oranının yüksekliği ve kadınların istihdama katılım oranının düşüklüğü gerek ekonomik, gerekse sosyal bir sorun haline geldi. Gıda Perakendecileri Derneği (GPD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), kısmi süreli çalışma ve geçici-dönemsel personel çalıştırma modellerinin şu sebeplerle perakende sektörünün dinamiklerine uymadığına ve aktif olarak işletilemediğini iddia ediyor:

- Saat kısıtları,
- Genel Sağlık Sigortası priminin çalışan tarafından ödenmesi zo runluluğu,
- Tam süreli çalışma ile aynı prosedürlere tabi olması.
Kurulduğundan beri istihdama yönelik çalışmalara ağırlık veren GPD ve KMD sektörün istihdam sorununu sürekli gündeminde tutuyor. İki dernekte Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve Bakanlık yetkilileriyle yapılan detaylı toplantılarda bunun sebepleri, sektörün nerelerde sıkıntı yaşadığı ve bu sıkıntılar için çözüm yolları geliştiriyor. Yakın zamanda da çözümlere ulaşıp uygulamaya geçip istihdama etkilerini göreceğine inanan dernek yetkilileri konu hakkında şunları söylediler:

“Perakende sektörünün ihtiyacı olan saatlik çalışma modelin oluşturulması, istihdam sorununa hızla katkı sağlayabilmesine imkan sağlayacağı gibi, kanaatimizce ilgili Bakanlık denetimlerinde kanunun farklı yorumlanmasından kaynaklanan ülkemizin istihdam ve vergi lokomotifi sektörümüze zarar verecek nitelikteki cezai yaptırımlarında önüne geçecek. Dünyada birçok ülkede örneklerini gördüğümüz uygulamaların ülkemizde de hızla yürürlüğe girmesi için Bakanlığımız ile temas halindeyiz.

Burada çözüm olarak düşündüğümüz bazı hususlar şöyle:

• Esnek Çalışma Yasası’nın imkan verdiği, istihdam büroları vasıtasıyla personel temin kriterleri iş hayatına uygun şekilde esnetilmeli ve yeniden düzenlenmelidir.
• Amerika’da uygulandığı gibi, kişilerin çalıştığı saat kadar ücret alacakları ve işbaşı bürokratik işlemlerin azaltıldığı bir sisteme geçilmesi; hem kadın, genç ve ev hanımı gruplarının istihdamına destek olacaktır. Hem de istihdamın kayıtsız ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçmesi sağlanacaktır. Bu sistem ile kişiler, zaman ve uygunluklarına göre istedikleri kadar iş yerinde çalışarak ev ekonomilerine katkıda bulunabilecekler ve iş hayatında yer alacaklardır.
• Uygulama olarak iş yerleri belli periyotlarda, örnek olarak 3 ayda bir, resmi kurumlara raporlayarak prim ödemesi gerçekleştirmek suretiyle devlete karşı sorumluluklar da yerine getirilmiş olacaktır.”

TPF, genel giderlere dikkat çekiyor
Türkiye genelindeki 4 bine yakın satış noktasına sahip üyelerinin 72 bine yakın istihdam sağladığı yerel zincirlerin çatı örgütü Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) istihdam, nitelikli iş gücü konusuna özel bir önem veriyor. Başkan Mustafa Altunbilek’in verdiği bilgiye göre 2017’de yüzde 5’in üzerinde istihdam büyümesi sağlayan yerel zincirler 2019 yılında da yüzde 5’lik bir istihdam artışı hedefliyor.

Karlılığın brüt yüzde 3 seviyesinde olduğu sektörde, maliyetlerin her yıl ortalama yüzde 15 arttığına dikkat çeken Altunbilekler, “Perakende sektöründe yaşanan rekabet, sınırları belirlenmeyen kurallar, maalesef sektörün sağlıklı ve daha hızlı büyümesini engelliyor.

Sektörümüzde küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyüyebilmesi için rekabet gücü tanınması gerekiyor. Sektörümüzün istikrarlı olarak büyümesi, hedeflerine ulaşması için yalnız bırakılmamalı; desteklenmeliyiz. Bu ortamın sağlanmasıyla, sadece yerel zincirlerde değil, sektörün genelinde yeni istihdam yaratma konusunda daha hızlı yol alınabileceğini düşünüyoruz” dedi.

kasiyer

“Artan maliyetler sektörün sürdürülebilir büyümesini tehdit ediyor”
Perakende sektörünün bir taraftan işletme maliyetleri artarken, diğer taraftan karlılıklar her sene erimeye devam ettiğini yineleyen Altubilek, 2019 için açıklanan asgari ücreti de şöyle değerlendirdi: “Yerel zincirler olarak müşterilerimize kusursuz hizmet verebilmek için bir mağazamızda minimum 18-20 kişiye istihdam sağlıyoruz.

Personel giderlerimiz, asgari ücrete gelen zam öncesinde ciromuzun yüzde 10’undan fazlasını oluşturuyordu. Maliyetlerin artması, karlılıkların azalması, sadece yerel zincirlerin değil; sektörümüzün sürdürülebilir büyümesini tehlikeye atıyor. Beklentimiz, sektörümüzün büyümesini sürdürebilmesi ve daha fazla istihdam sağlayabilmesi için hükümetimizin bu yıl da desteğini artırarak devam ettirmesi yönünde.”

TPF, il il personel eğitimine devam ediyor
Çalışan sirkülasyonun yüksekliğinin sektörün en önemli sorunlarından biri olarak niteleyen Altunbilek, bunun birçok nedeni olduğunu söyledikten sonra şöyle konuştu: “İlk sırada sektöre yeni başlayan gençlerin mesleklerini uzun vadeli görmemeleri geliyor.

Sektörümüzün her anlamda geleceğe hazırlayacak en önemli anahtarın eğitim olduğuna inanıyoruz. Avrupa’da market çalışanları, hangi bölümde çalışırsa çalışsın, bu işin eğitimini aldıkları için yaptığı işi bir meslek olarak görüyor. Avrupa’da ileri yaşına rağmen kasiyer, reyoner görme olasılığınız çok yüksek.

Yerel zincirler olarak yakaladığımız başarıyı sürdürülebilir kılmak, koyduğumuz hedeflerin ötesine geçebilmek adına personelimize üst seviyede beceri kazandırmayı önemsiyoruz. Bu doğrultuda perakende sektöründeki donanımlı ve nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak, sektörün geleceğini şekillendirmek için 4 yıl önce eğitim seferberliği başlattık.

Proje kapsamında alanında uzman isimlerle Türkiye’yi il il dolaştık, dolaşmaya da devam ediyoruz. Eğitim programımız kapsamında İK yöneticileri için ayrı, kategori yöneticileri, uzmanları, mağaza müdürleri, kasiyer, reyonerler için ayrı eğitimler düzenliyoruz. Yarın koltuklarımızı teslim edeceğimiz çalışanlarımıza ne kadar çok yüksek beceri kazandırabilirsek, 2023 yılı hedeflerimize o kadar hızlı ulaşabileceğiz. 4 yıl önce başlattığımız seferberlik süresince, marketlerimizde görevli tüm yöneticilerimize, çalışanlarımıza dokunduk.

Yerel zincirlerin haftalık tatil beklentisi sürüyor
Görevlerimizi teslim edeceğimiz çalışanlarımızın geleceğe hazırlanması, yaptıkları işleri uzun soluklu görmeleri için hükümetimizden, bakanlıklarımızdan bazı konularda destek beklentimiz var. Birincisi eğitim. Kısa süre önce savunma sanayi alanında Milli Eğitim Bakanlığı ile yerli ve milli savunma sanayiinin nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması için önemli bir proje olan Savunma Sanayi Meslek Liseleri Projesi hayata geçirildi.

Bu proje kapsamında; Savunma Sanayi Lisesi öğrencileri, mezun olduktan sonra yerli savunma sanayi şirketlerinde istihdam edilebilecek. Bu konunun sektörümüzdeki tüm paydaşların ivedilikle gündemine girmesi gerektiğini düşünüyoruz.

İkinci konu ise çalışma saatleriyle ilgili düzenleme ve haftanın bir gününün tatil edilmesi. Rekabette küçük işletmelere avantaj sağlayacak bu talebimiz aynı zamanda çalışanlarımıza da yarar sağlayacak. Çalışanlarımız, yapılacak düzenlemelerle aileleri ile vakit geçirebilecek, dinlenebilecek, sosyalleşecek, ilgilendikleri alanlarda eğitim alabilecek ve verimlilikleri artacak.”

“Mağazacılık meşakatli bir sektör"
Penti organizasyon şeması içerisinde merkez çalışanlarını beyaz yakalı, üretim bölümümüzde görev alan çalışanları da mavi yakalı kabul ettiklerini söyleyen Penti Giyim CEO’su Mert Karaibrahimoğlu, “Toplam 3.000 beyaz yakalı, 600 mavi yakalı çalışanımız bulunmakta. Geride bıraktığımız dönem içerisinde personel maliyetinin genel giderler içerisindeki oranının artış gösterdiğini söyleyebiliriz.

Asgari ücret artışı aynı zamanda ara kademelerdeki ücretleri yukarıya taşıyan bir etkiyi de beraberinde getirdi. Perakende sektörü gibi asgari ücretle çalışan personelin yoğun olarak yer aldığı sektörlerde bütçeyi rahatlatan, destek olan en önemli unsur elbette teşvikler oluyor. İstihdamı sürdüren, büyüyen ve yatırım yapan şirketlere yapılan bu teşviklerin şirketlerin dinamizmi açısından büyük önem taşıdığını düşünüyoruz” dedikten sonra şu bilgileri verdi:

Satış danışmanı turnovar oranı %70’lerde
Penti’de genel merkezde personel sirkülasyonu oranımız %10’larda, mağaza müdürleri ve bölge yöneticileri dikkate alındığında bu oran %10’un da altına iniyor. Mağazalarda görev yapan satış danışmanı pozisyonundaki sirkülasyonun oranı yıllık %70’lerin altında kalıyor. Bu oranı belirlerken istifa, işveren fesih, zorunlu nedenlerle ayrılma gibi tüm gerekçeleri dikkate alıyoruz.”

Mağazacılığın meşakkatli bir sektör olduğunu kaydeden Karaibrahimoğlu, “Temposu yüksek olduğu kadar zorlu iletişim frekans sıklığı da aynı şekilde çok yüksek. Bu nedenle sektöre adaptasyon kritik bir faktör. Bu adaptasyonu sağlayan, sektörü seven asla bırakamıyor ancak özellikle alışma döneminde sebat edemeyen, adapte olamayan çalışanlar turnover oranının en büyük payını oluşturuyor.

Bir diğer etken de mağazacılığın bir meslek olarak görülmemesi. Daha çok gelip geçici bir iş fırsatı olarak değerlendiriliyor. Sektörün büyümesine paralel oluşan kariyer fırsatlarının ve kurumsal yapıların yeni nesil gençlere ve hedef çalışan kitleye daha fazla anlatılması gerektiğini düşünüyoruz” dedikten sonra şunları söyledi:

“Perakende sektörünün önündeki kritik başarı faktörlerinden biri müşteri deneyimini eşsiz kılmaya çalışmak, müşteriyi merkeze koyarak duygularına dokunmak. İz bırakan müşteri deneyimi yaratabilmenin yollarından biri de çalışanların davranışlarından geçiyor.

Çalışan davranışının, müşteride olumlu bir deneyime dönmesi, markayı sahiplenmesi, aidiyet hissetmesi, ürünü ve servis kalitesini bilerek bunları davranışa dönüştürecek motivasyon sahip olması önemli.

Turnover ise bu döngüyü sekteye uğrattığı için gerek görünür gerekse görünmeyen kalemleri ile maliyetleri ciddi şekilde arttırarak, karlılığa zarar verecek noktaya ulaşabiliyor. Bağlı ve mutlu çalışanlar ise önce deneyimi, buna bağlı olarak ciroyu ve nihayet karlılığı doğrudan olumlu yönde etkiliyor.”

BMD’de esnek çalışma modelinde değişiklik istiyor
407 BMD üyesinin yurt içindeki AVM ve caddelerde 70 bin, yurt dışında ise 4000 civarında ki mağazalarıyla birlikte çoğunluğu gençlerden oluşan 400 bin kişiyi istihdam sağladığını söyleyerek söze başlayan BMD Başkanı Sinan Öncel, “2019’da yurt içinde öncelikle mevcudu korumayı hedefliyoruz. Elbette ihtiyaçlar dâhilinde sınırlı da olsa istihdama katkı yapacağımıza inanıyoruz” dedi.

Çalışanlarını markalarının gerçek yüzleri olarak gördüklerini dile getiren Öncel, asgari ücret hakkında da şunları söyledi: “Biliyoruz ki çalışan mağazada ne kadar mutlu ve huzurlu ise işinde de o denli verimli ve başarılı oluyor. Bu gerçekten hareketle çalışanlarımızın mümkün olan en yüksek ücreti almasından mutluluk duyarız. 

Çalışan önemli bir parçası olmakla birlikte ekosistemin başka bileşenleri de var. Perakendede sağlıklı bir büyüme ve sürdürülebilirlik için en ideal dengenin oluşması gerekiyor. Aksi takdirde ekosistemin tamamı zarar görebiliyor.”

“İş gücü devir oranının yüksek olması perakendenin doğasından kaynaklanıyor” diyen Öncel, “Sadece ülkemizde değil, tüm dünya da aynı durum geçerli. Sektörün bu özel durumuna uygun olarak esnek çalışma siteminde yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Markalarımız sezon geçişlerinde ekstra işgücüne ihtiyaç duyuyor.

Biz bu ihtiyacı, üniversite öğrencisi gençlerimizi iş hayatına hazırlamak ve boş zamanlarını verimli bir şekilde değerlendirip harçlıklarını kazanabilecekleri bir fırsata dönüştürmek istiyoruz. Son zamanlarda markalarımızdan bu yönde yoğun talepler geliyor. BMD olarak bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Çalışmamızı tamamladıktan sonra mevzuatta gerekli değişikliğin yapılabilmesi için ilgili birimlerle paylaşacağız” diyerek GPD ve TMD gibi esnek çalışma modelinin sektöre uygun hale getirilmesi gerekliliğine dikkat çekti.

Enflasyon artışıyla, asgari ücretten önce raf fiyatları yükseldi!
İşveren çevrelerinde 2019 için resmileşen 2.558,40 TL’lık net asgari ücretin “Beklenin üzerinde bir artış” olarak tanımlanmasına karşı çıkan Tez-Koop İş Sendikası Genel Sekreteri Hakan Bozkurt, 1.914,16 TL’lık açlık sınırı, 6.322,99 TL’lık yoksulluk sınırı olan ülkemizde ki asgari ücretle 2002 yılında 10 adet alınırken bugün ise sadece 6 adet çeyrek altın alınabilmesine dikkat çekiyor.

2018 yılı için %20,30 olarak açıklanan enflasyon oranı ve verilen asgari ücret zammı da (%26,05) ona göre fazla deniyor; ancak çarşı pazardaki etiketler bunu doğrulamıyor diyen Bozkurt, yüksek çalışan sayısına sahip perakende sektöründeki işçilik maliyetleri hakkında şunları söyledi:

“Hissedilen enflasyon %40’lara dayanmış durumda. Doğalgazdan elektriğe %30-45 oranında zam yapılmıştır. Kamusal hizmetlere yapılan yüksek oranlı zamlarla asgari ücret zammı zaten geri alınmıştır.Perakende sektörde çalışanların kasap, şarküter vb. nitelikli işler dışında büyük çoğunluğu asgari ücret düzeyinde ücretler alıyor. Sendikalı işyerlerinde ortalamada asgari ücretin üzerine çıksak bile, sendikalı işyeri ve işçi oranının düşüklüğünü göz önüne aldığınızda bu bir anlam ifade etmiyor.

Asgari ücretin genel giderler içerisinde işçilik maliyeti yüksek olan perakende sektöründeki ücret yapısına etkisi ise bizim için soru işaretidir. Enflasyonla beraber, asgari ücretten önce perakende sektördeki etiketlerdeki fiyat oranları yükseldi.

Bu süreçte işçilik maliyeti sabit kalırken, perakende sektörü fiyatı artan ürünlerden daha fazla gelir elde etmiştir. Kısaca bu süreçte perakende sektörü enflasyonu etiketlerine net yansıtırken, işçilerin ücretleri ise bordrolarına bu oranın çok altında yansımıştır.”

“Sendika işyerlerinde işverenlerin sağlamaya çalıştığı çalışma düzeni ve iletişimi de sağlar ve geliştirir.”
Perakende sektöründe Migros, CarrefourSA ve Media-Markt’ta çalışan üyeleri olan Tez-Koop İş Sendikası Genel Sekreteri Hakan Bozkurt, “Perakende sektöründe bulunan işletmeler ile yapılan toplu iş sözleşmelerinin çoğunda ücret zammı maddeleri enflasyon oranının altında kalmamaktadır.

Bunun yanı sıra, toplu iş sözleşmeleri ile düzenlenen ikramiye, sosyal yardımlar (Prim, yemek, yol, yakacak, giyecek vb.) ile üyelerimizin aylık aldıkları ücret arttırılmakta ve olaya bağlı (evlenme, doğum) yardımlarla da desteklenmektedir” diyerek sendikalı çalışmanın önemine dikkat çekti.

“Kasiyerlik yada reyon görevlisi olmak kimsenin hayalini süslemiyor!”
Sektördeki işgücü devir hızının yüksekliğinin en önemli nedenini “Motivasyon düşüklüğü” olarak gören Bozkurt’a göre işyerindeki motivasyonu ise çalışma koşulları ve ücretlerin belirlediğine inanıyor. “Çalışanınızı hem yoğun çalıştırıp hem de ona düşük ücret veriyorsanız, o da alternatifler arasında kendisine en uygununu bulmaya çalışacaktır; bulunca da işi terk edecektir” diyen Bozkurt “Diğer yandan bu sektörlerin kariyer hedefli olmayışı da işgücü devir hızını arttırmaktadır.

Başka bir ifade ile kasiyerlik ya da reyon görevlisi olmak kimsenin hayalini süslemiyor. Zincir perakende firmaları özellikle öğrenci emeği yoğunluklu. Bu genç işçilerin hedefi üniversite eğitimleri bitene kadar, nitelik gerektirmeyen geçici işlerde ve özellikle part-time çalışmak. Bu tür bir çalışma diğer yandan işyerine bağlılığı da engellemekte ve en ufak bir sıkıntıda işçinin işi sonlandırmayı göze almasına yol açmaktadır.

Perakende sektörünün kendisine has çalışma koşulları da ağır ve yıpratıcıdır. Hem müşterilerden, hem de yöneticilerden gelebilecek en ufak olumsuz bir davranış, asgari ücret ile çalıştığı işi fazla sahiplenmesini gerektirmiyor ve işi bırakabiliyor. Tüm mesainizi ayakta geçirmeniz söz konusu olabilmekte bu da aynı zamanda işçi sağlığı ve güvenliği anlamında farklı kas-iskelet sistemi bozukluklarına da yol açabilmektedir.

“İşgücü devir hızının yüksek olması sektörün gelişmesinin önünde bir engeldirdir”
İşe giriş ücretinin genel olarak asgari ücret olması işgücü maliyetini de azaltan bir unsurdur. Burada dikkat edilmesi gereken işgücü maliyetlerini düşerken ortaya konulan hizmetin niteliği arasındaki ilişkiyi en doğru şekilde okumaktır.

Kıdemi teşvik edecek uygulamaların sektör bazında yaygınlaştırılmasının işçilerin motivasyonunu artırırken doğal olarak verilen hizmetin kalitesini de artıracaktır. Kısaca işçilerin işyerlerine bağlılığını ve verimliliğini arttırmak için çalışanlar sadece maliyet artışına neden olan unsurları olarak algılamaktan vazgeçilmeli, bunun yerine verimliliği arttıran birer özne oldukları ön kabulü egemen kılınmalıdır.”

Obase’in perakende de İK uygulamaları
Tüm sektörler için standart insan kaynakları programlarının kullanılması olmazsa olmaz bir unsur. 24 yıldır perakende odaklı hizmet veren Obase, perakende de sürdürülebilir verimliliği konuşulduğu bu dönemde, insan kaynağındaki verimliliğe de odaklanılması gerektiğini düşünerek Ar-Ge merkezi olma yönüyle geliştirilen ve algoritmalarla bir sistem oluşturan iş gücü planlama çözümü Workforce şöyle anlatıyor:

Workforce Management
“Workforce, perakendenin en önemli verimlilik parametrelerinden biri olan işgücünün optimizasyonu ve yönetilmesini sağlayan karar destek sistemidir. Veriye dayalı olarak işgücü ihtiyacı tahmini ve kısıtlara göre optimizasyonun yanı sıra, kaynak sistemlerden gelen verileri kullanarak gün, saat ve profil bazında, zincir mağaza ağında çalışacak olan işgücünün planlanmasını sağlar.
• Tam/yarım vardiyaya göre kuralları kolayca özelleştirebilir
• ERP sistemi ile entegre çalışan
• Rol tabanlı erişim kontrolü sağlayabilen
• Mobil ve web gibi kullanıcı arayüzleri desteği ile kolay kullanımı sağlayan
• Özelleştirilebilir ve akıllı raporlar ile anlık takip yapabilmek, hızlı aksiyona dönüştürebilmek mümkün.

Detailer Perakende Analitiği Çözümü
Obase’in perakende de verimliliği sağlayabilmek, KPI’ların takip edilebilmesi ve yönetilmesi, operasyon yönetimini veriye dayalı yapabilmek üzere tüm perakende deneyimiyle geliştirdiği karar destek sistemi Detailer, bir perakendecinin takip etmesi gereken tüm KPI’lar için veriden beslenen bir karar destek sistemi olma özelliği ile sahada anlık süreç yönetimine hizmet etmekte.

Bu noktada, anlık olarak sahada ki çalışan performansının takibi, süreç içeriside maksimum performans yaratılabilmesi için doğru KPI’ların okuması ve görselleştirilecek sunulması hız kazandırıyor. Perakendenin dinamik ve hızlı süreç yönetimi ile uyumlu bir çözüm olarak, operasyonun saha içerisinde yönetilebilmesi kolaylığını sağlıyor.

Meçhul Müşteri Çözümü
Uzun yıllara dayanan bir ihtiyaçla geliştirilmiş, meçhul müşteri anketleri; işletmelerin pek çok alanın iyileştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Personellerin yapması gereken davranışların ve iş yapışları içerisinde ki takip edilmesi gereken adımların ne oranda yapıldığının takibini sağlayan sistem, müşteri memnuniyeti yaratabilmek için önemli.

Clarabridge Omnichannel Müşteri Deneyim Çözümü
Obase’in müşteri deneyimi yönetimine yönelik çözüm sunan iş ortağı Clarabridge, şirket çalışanlarını da birer müşteri gibi düşünürsek çalışan deneyimi ve memnuniyetinin de nabzının tutulmasına yönelik çözüm sunmakta.

İş Zekası ile personel performansının takibi;
İş zekası ve veri yönetimi çözümleriyle pek çok işletme için projeler geliştiren Obase, bu projelerde; geçmiş veriden elde edilen bilgi ile iyileştirme alanlarının tespitini yaparak, ardından bu veriden beslenenen karar destek sistemleri kuruyor.

Bu şekilde performans ölçümünü yılın belli zamanlarında ve sadece yapılandırılmış bir ortamda değil, anlık olarak ve performansı etkileyen unsurlarla birlikte değerlendirebilecek bir raporlama ortamı sunuyor. MicroStrategy’nin güçlü nitelikleri ile geliştirilen raporlama ortamı ile HR analitik çerçevesinde çalışanın özlük, kariyer, ücret, izin, eğitim, performans ve bütçe raporlamaları gerçekleştirilmekte.

Adayların başvuruları, başvuru takipleri, mülakat, anket ve işe alım süreçleri uçtan uca analitik raporlarla takip edilmekte.
Obase ile kurgulanan sistemler ne kazandırıyor:
• Yöneticinin ya da ilgili rolün kendi raporunu oluşturabilmesi
• Belirlenen raporun istenilen zaman diliminde otomatik gönderilmesi
• Veriye hızlı ulaşmak
• İhtiyaçlara göre değişen rapor taleplerini hızla karşılamak
• Geçmiş verilere ve sistemde oluşmuş tarihçeye hakim olmak
• Anlık dataya istenilen zamanda ulaşmak
• Diğer birimlerin istediği raporları tasarlamak, istenilen zaman diliminde paylaşmak
• Veri analizi yapmak
• Görsel açıdan zengin analiz dokümanları üretmek

“Personel teşvikleri yetersiz”
Genel giderler içinde personel maliyetlerinin yaklaşık %12 olduğunu ifade eden Üçler Market İnsan Kaynakları Müdürü Yasemin Parlak, “Personel teşvikleri ile ilgili söyleyeceğimiz ilk şey maalesef yetersiz oluşu. Sektörel ve bölgesel olarak teşviklerin değişiklik göstermesi gerekiyor. Sektörel olarak finansal teşvikler arttırılmalı, bölgesel olarak da emeğe dayalı mali teşvikler verilmeli.

Gelişmiş ülkeler yatırımlarını özendirmek için daha çok nakdi yardımlar, faizsiz krediler ve sigorta gibi finansal teşvikler kullanırken; gelişmekte olan ülkeler bütçe sınırlılıkları nedeniyle mali teşvikler kullanmaktadır. Tüm dünyada uygulanan teşvik tedbirleri incelendiğinde, yatırımların özendirilmesinde kullanılan teşviklerin zaman içinde önemli bir değişim geçirdiği görülmektedir. Ülkemizde de bu bağlamda teşviklerin değişiklik göstermesi gerekmektedir.

Sektörel olarak ihtiyacımız, çalışan profilinin eğitim düzeyinin yükseltilmesidir. Bunun için de devletimizin hizmet ve emek gücü yoğun sektörlerde ‘işçilerin eğitimi’ için kaynak yaratarak finansal teşvik sunması, sektörün sürdürülebilirliğini ve sunulan hizmetin kalitesini arttırmak için oldukça önemlidir” dedikten sonra şu bilgileri verdi:

“Firmamızda beyaz yakalı çalışan oranımız %6 iken, mavi yakalı oranımız %94’tür. Beyaz yakada uzun yıllardır kayda değer bir turnoverimiz bulunmuyor. 2018 yılı için mavi yakada turnover oranımız %46.

Perakende sektöründe mavi yakalı iş gücü devir oranının yüksek olmasının altında bir sürü neden bulunmaktadır. Bunlar üst-alt ilişkisi, mesleki tatminsizlik, yoğun iş temposu, aidiyetsizlik, yetersiz misyon-vizyon, bilinçsizlik, yapılan işin benimsenememesi ve genel olarak sektöre baktığımızda maalesef çalışma koşullarındaki yetersizlikler şeklinde sıralayabiliriz. Tüm bunlar turnover oranının yüksek olmasını mecburi kılıyor.

Y kuşağını tanıyarak turnover oranı düşürülebilir
Şu konuya ayrıca parantez açmak gerektiğini düşünüyorum: Teknoloji ile mobilitenin entegrasyonu iş yaşamında yeni bir çalışma modelini ortaya çıkarmıştır. İş ‘insanların gittiği yerden ziyade, yaptığı şey’ olma yolunda ilerliyor. Tahmin edersiniz ki ‘Y’ kuşağından söz ediyorum. Turnover oranın yüksek olmasında belki de en yüksek paya sahipler.

Bu kuşak için kullanılan ‘mobil yakalı’ ifadesini oldukça anlamlı buluyorum. Her kuşağın karakteristik özellikleri, değer yargıları ve tutumları, güçlü ve zayıf yönleri elbette farklı. Bizler Y kuşağının farklılıklarından beslenmeliyiz. Her iki kuşağın çalışma tarzları farklı olsa da, işi ifade biçimleri aynı derecedir.

Araştırma sonuçlarına baktığımızda Y kuşağının daha rahat bir ortamda çalışmak istediğini görüyoruz. Bizlerde bunun bilincinde olmaya özen gösteriyor, hedeflerine ulaşmaları noktasında onlara adaletli bir çalışma ortamı sunmaya gayret ediyoruz. Y kuşağı özelliklerini iyi anlayan yöneticilerin karşılıklı olarak kurduğu ilişki; turnover oranını düşüreceği gibi çalışanların verimini, şirkete bağlılığını dolayısıyla şirketin başarısını da artıracaktır.

Aslında işimiz çok zevkli ve keyifli bir meslek ama yapmasını bilene. Ben işimizi tiyatro sahnesine benzetiyorum. Nasıl ki sahnenin tozunu yutan tiyatrodan kolay kolay ayrılamıyorsa, bizim işimizde de rafın tozunu yutan kolay kolay bu sektörden vazgeçemez. Sektördeki dinamizm, müşteri sirkülasyonu, farklı yüzler, tatlar, farklı renkler adeta bir cümbüş.”

Yüksek turnover oranı iş gücü maliyetlerini artırmaktadır
Turnoverın tek başına ciro/kar ilişkisinde değerlendirmenin çok doğru olmayacağını kaydeden Parlak, “Ciro/kar ilişkisine baktığımızda; gelmeyen ürün, fiyatın pahalı olması, yetersiz personel, personel değişikliği/rotasyon, mağaza içinde düzgün teşhir yapılmaması, alım gücünün düşük olması, piyasa rekabet yoğunluğu bütün bunların hepsi ciro/kar döngüsünü etkileyen unsurlardır.

Salt iş gücü devir oranının etkisini değerlendirecek olursak basit bir ifadeyle oranın yüksek olması iş gücü maliyetlerinin, yeni iş gücüne yapılan yatırımların arttığının göstergesidir” dedi.

2019 istihdam teşvikleri
SGK istihdam teşvikleri konusunda sektörün önde gelen firmalarından olan Artı365 Danışmanlık, bu hususta yetkin kadrosu ve farklı sektörlerden zengin müşteri portföyü ile hizmet vermekte. 2019 yılında ekonomide istihdam teşviklerinin daha da önem kazandığını belirten Artı365 Danışmanlık yetkilileri; yalnızca kendilerinin kullandırmış olduğu 200 milyon TL’nin üzerinde teşvik tutarı ile istihdam teşviklerinin işverenler açısından ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyorlar.

6111 Sayılı Kanun teşviki
6111 sayılı kanunun 74. maddesi ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici madde ile istihdam edilen ve belirli şartları taşıyan işçiler için %15,5 prim indirimi hakkı getirilmiştir. 5510 sayılı kanundaki %5’lik indirim hakkı ile beraber toplam %20,5 işveren prim indirim hakkı oluşmaktadır. Bu teşvik 2020 sonuna kadar devam edecektir.

7103 Sayılı Kanun teşviki
27 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7103 sayılı kanun ile 4447 sayılı işsizlik sigortasın kanununa geçici 19. ve geçici 20. maddeller eklenerek 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ilave istihdama bağlı sigorta ve işsizlik sigortası primi teşviki uygulamaları getirilmiştir.

17103 Sayılı Kanun teşviki
Söz konusu şartların sağlanması halinde imalat ve bilişim sektöründe ilave istihdam edilecek her bir sigortalının 5.412 TL’ye kadarki prime esas kazanç tutarı için ödeyecekleri tüm primler (761,06 TL ile 2.029,50 TL) ile 121,95 TL damga ve gelir vergisi karşılanacak.

27103 Sayılı Kanun teşviki
Diğer sektörlerde faaliyet gösteren işyerlerinde ise prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak tüm primler (761,06 TL) ile 121,95 TL damga ve gelir vergisi karşılanacak.

isveren2

6645 Sayılı Kanun Teşviki (İş Başı Eğitim Programı)
23 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6645 sayılı Torba Yasa ile önemli bir sigorta prim teşviki getirilmiştir. 4447 sayılı Kanun’a eklenen geçici 15. madde eklenmiştir. Buna göre 18 yaşından büyük, 29 yaşından küçük olanlardan Türkiye İŞKUR tarafından 31 Aralık 2016 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanların;

• Programın bitimini müteakip en geç üç ay içinde programı tamamladıkları meslek alanında özel sektör işverenleri tarafından 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında işe alınması ve

• İşe alındıkları yıldan bir önceki takvim yılında işyerinden bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olması, Kaydıyla, işe alındıkları işyerinin imalat sanayi sektöründe faaliyet göstermesi hâlinde 42 ay, diğer sektörlerde ise 30 ay süre ile 5510 sayılı Kanun’un 81’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uygulandıktan sonra kalan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait oranına göre ve aynı kanunun 82 nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan tutar Fondan karşılanır.

6 Puanlık İlave İşveren Prim İndirim Süresinin Uzatılması Hakkında
25 Aralık 2018 Tarih ve 503 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 2019 yılında da yine 51 il ve Gökçeada ve Bozcaada’da 6 puanlık ilave işveren prim indiriminin uygulanmasına devam edilmesi kararlaştırıldı.

Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işsizlik primi indirimi
Teşvik uygulaması 31 Aralık 2018 tarih ve 30642 sayılı (mükerrer 4) Resmi Gazetede yayımlandı.

Özetle teşvikten yararlanma şartları;
1-İşyeri, iş güvenliği açısından çok tehlikeli sınıfta yer alacak,
2-Türkiye geneli en az 10 sigortalı çalışacak,
3-Geçen üç yıl (2016-17-18) süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmemiş olacak,
4-İşyerinde isg uzmanı ve işyeri hekimi ya istihdam ediliyor olacak yada OSGB’den bu hizmet alınıyor olacak.
Teşvikten yararlanma süresi 3 yıldır.
Teşvik tutarı: işsizlik primi %2 olan işveren payı, %1 olarak uygulanır. Örneğin 2018/12 ayında teşvik yokken 50.000TL olarak ödenen prim, şartlar sağlanması halinde 2019 Ocak ayında 25.000TL olarak ödenecektir.
Başvuru-Müracaat: Başvuru yada müracaata gerek yok. SGK sistemi otomatik olarak tanımlama yapacaktır. ÖNEMLİ: Ancak şartlardan birinin sağlanamaması halinde SGKya mutlaka dilekçe ile başvurulup bilgi vermek gerekmektedir.
Ayrıca Cumhurbaşkanı bir demecinde; 
1-2018 yılında 9 ay olarak uygulanan asgari ücret desteğinin 2019’da 12 ay boyunca verileceği, bu destek tutarının 500 ve üzeri sigortalı çalıştıran iş yerleri için 101 TL, 500’ün altında sigortalı çalıştıran iş yerleri için ise 150 TL olacağı,
2-Sigorta prim teşviki uygulamasının 2019’da 500 ve üzeri sigortalı çalıştıran işyerleri için 3 puan, 500 altı sigortalı çalıştıran iş yerleri için 5 puan olarak uygulanacağını,belirtmiş olup, bu teşviklerden zamanında faydalanabilmek için yasal düzenlemelerin takip edilmesi gerekmektedir.

“Asgari ücrete destek, işveren için güzel bir teşviktir”
Giderler içindeki personel maliyet oranının %55,57 olduğunu söyleyen Groseri İK Müdürü Handan Erboğa, “Var olan personel teşviklerinden ilave istihdam olması durumunda yararlanılabiliyoruz, ilave istihdam her ay olamayabiliyor, bu yüzden de yararlanamadığımız aylar olmakta.

5510 sayılı kanundan doğan %5 indirimden de yararlanıyoruz, bu da işveren için güzel bir teşviktir. Yüzde oranının artırılması işverenin istihdamını da artıracaktır. Asgari ücret destek tutarının da 2019 yılında 12 ay boyunca uygulanması işveren için güzel bir teşviktir” dedikten sonra şunları söyledi:

“Beyaz yakalı 191 kişi, mavi yakalı 1196 personelimiz var. 2018 yılı beyaz yaka turnover = 0,4953; 2018 yılı mavi yaka turnover = 1,9653’tür. Mavi yaka çalışanlarında yüksek turnover’ı ekonomi değişimi, eğitim düzeyi yüksek bireylerin işsizliğe bağlı olarak mavi yakada çalışmaya başlamaları ve bu görevleri kariyer planlamalarında en alt basamak olarak değerlendirmeleri, mavi yaka gelir düzeyinin düşük olması ve mesleki tatminsizlik.”

Bu oranın ciro/kar ilişkisi hakkında da Erboğa şunları söyledi: “Bu oran çalışan sadakati ve firmada çalışanların istikrarı ile ilişkili olup bu oranın yüksek olması kaliteyi ve buna bağlı ciro/kar durumunu olumsuz etkiler. Çalışan sadakati firmalar için önemli bir etkendir ve firmanın kalıcı olmasında büyük rol oynar.”

Bölge: Etiketler:
Emoji ile tepki ver!
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • DAHA FAZLA SONUÇ YÜKLE